DEVAM
Bu dönemin şairleri: Behçet Kemal Çağlar, Necati Cumalı, Ümit yaşar Oğuzcan, Bekir Sıtkı Erdoğan, Atila İlhan, Yavuz Bülent Bakiler, Mehmet Çınarlı, Mustafa Necati Karaer, Munis Faik Ozansoy, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, İlhan Geçer, İlhan Geçer, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Bahaettin Karakoç'tur. 2. PLASTİK SANATLAR Türklerin islamiyetten önceki tarihi dönemlerinden günümüze ulaşan plastik sanatlarla ilgili eser sayısı sınırlıdır. İslamiyetten sonra Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde plastik sanatlar, Osmanlı medeniyet ve kültürüne has ihtiyaç ve şekillerde çeşitlilik ve gelişmeler gösterdi. Tarihi dönemlerin grafik işlerini çeşitli mimari eserlerde düzenler, oyma yazılar, nakışlar, çiniler, semboller şeklinde izlemek mümkündür. Türkiye'de Batılı manada plastik sanatların sistemli olarak oluşum ve gelişimi 1883 yılında kurulan Sanayii Nefise Mektebi'nden kaynaklanan öğretim kadrosuyla başlamış, Cumhuriyetten sonra Eğitim Enstitüleri ve Güzel sanatlar Fakülteleri, programlı ve tutarlı Türk plastik sanatının oluşumuna katkıda bulunmuş ve bulunmaktadır. Resim, heykel, tekstil, fotoğraf, seramik ve grafik sanatlarının geçmişi ve bugünü şuurlu bir yaklaşımın izlerini taşımaktadır. Türk sanatçıları dünyayı ve çevrelerini ulusal-evrensel verilerle yoğurup anlamaya ve yorumlamaya çalışmaktadırlar. Özellikle son 15 yıl içinde grafik sanatlarında büyük terakki göze çarpmaktadır. Reklam grafiğinden afişe, orijinal baskıya kadar bir çok alanda uluslararası başarılar kazanılmıştır. Resim İslamiyetten önce resim sanatı, savaşçı Türk kavimleri arasında kumaş dokuması, halı, kilim, maden kakmalar, deri işleri, ok ve kılıç üzerine ağaç ve demir süslemeleri biçiminde gelişmiştir. Uygur Türkleri diğer Türk gruplarından önce yerleşik hayata geçtiklerinden IX. asra ve daha sonraki asırlara ait Turfan, Karahocu, Bişbalığ gibi şehirlerde yapılan kazılarda bazı duvar resimleri, din ve ticaretle ilgili kitaplarda resimler tespit edilmiştir. Türklerde biçim, çizgi ve rengin temel örnekleri ve figürlü sanatın ilk eserleri minyatür sanatı şeklinde gelişti. Türk minyatürcülüğü, Orta Asya'dan Selçuklu'lara, Osmanlı Devletinin kuruluşundan İstanbul'un fethine ve Lale Devrine uzayan asırlar içinde değişik akım ve anlatım şekilleri kazanmıştır. XV. asırda Fatih Sultan Mehmed, tanınmış İtalyan ressamlarını saraya davet ederek, bir anlamda batı resminin Türkiye'ye girmesini sağlamıştır.